Kıyarız Canınıza
Antepi 15 Ocak 1919da işgal eden İngilizler 29 Ekim 1919 dan itibaren şehri Fransızlara terk etti. Antep direnecektir. Antep bu toprakların düşmana mezar olacağını bir defa daha tarihe kazıyacaktır.
Antepli Şahin Beyin Fransız Garnizonu Komutanlığı na yazdığı mektup, tarihimizin şeref belgeleri arasındadır:
Kirli ayaklarınızın bastığı şu toprakların her zerresinde bir damla Türk kanı karışıktır. Her bucağında bir atanın mezarı vardır. Adı belli olmayan zamanlardan beri Türkler bu topraklarda yaşamaktadır. Türk bu topraklara bu topraklar da Türke ısındı, kaynadı.
Sade siz değil, bütün dünya bir araya gelse bizi bu topraklardan ayıramaz.
Sonra siz hiç ömrünüzde Türk esir yaşamaz diye duymadınız mı? Namus ve hürriyet için ölüme atılmak ise bize ağustos sıcağında soğuk su içmekten daha tatlı gelir.
Sizler canı kıymetli insanlarsınız.
Çatmayın bize.
Bir an evvel topraklarımızdan savuşup gidin. Yoksa kıyarız canınıza.
21 Şubat 1920
Antepli Şahin
Fransız askerlerinin içinde Fransız üniforması giymiş Ermeniler de vardı.
Bir şehirle bir ülkenin savaşı 1 Nisan 1920de başladı.
Antep Silahla Yenilemez
Nisan ortasında korkunç haber geldi diyordu İsmail Habib(Sevük) .
Norman kumandasında sekiz bin piyade, beş batarya top, tanklar,uçaklar, Fırat tarafından yaklaşıyordu. Norman şehri arkadan vuracaktı.
Bir kesin uyarı Norman dan: Şehri hemen teslim edin. Yoksa her şeyi yok edeceğim.
Şehir bombardıman altındaydı.
Antep bu ilk saldırıyı püskürttü.Fransızlar doğudaki tepelere doğru kaçıyordu. Sonra siper savaşı başladı.
Bütün gün toplar siperlerin altını üstüne getiriyor, biz de bütün gece siperleri yeniden yapıyoruz. Akşama kadar ölen sabaha kadar dirilmiştir.
Ağustos başlarında Yarbay Anderya kumandasında gelen tümen daha da korkunçtur. 45 top, obüsler, sekiz uçak, sekiz tank
Antep teslim olmaz. obüsler şehri zelzeleye tutar
Savaşın ağırlığı Çınarlı Camiinin olduğu bölgededir. Antepliler oraya Arıburnu adını verirler.
Arıburnu Çanakkala de Avustralyalı ve Yeni Zelandalı askerlerin çıktığı, çıktıkları gün perişan edildikleri bölge
5 Ekim 1920 de Fransızlar burayı saatlerce bombaladı.
Burada kimse sağ kalmamıştır Seçme Fransızlar avluya kadar girdiler. Ama o ne? Yıkıntılar arasından zehirli bir yaylım ateşi. Düşman kaçıyor
Tıpkı Çanakkale deki gibi
14 Ekim de Fransızlar yine saldırdı, yine kaçtı.
Antep direniyor. Fransa utanç içinde.
Kasım 1920 de General Goro geldi. 15 bin asker , 11 batarya top, bir uçak filosu, bir sürü tank Antep e büyük bir hücum başlattı.
Antep in silahı neydi?
Bir müzeden yağma edilmiş kadar eski silahlar
1921 Ocak sonlarında Fransa Antep e yine saldırdı.
İlk üç tank siperlerimizi çiğniyor. Ama ikinci hattın önüne gelince tankların içindekiler kumandanlarına kadar vurulup düşüyor. Anladılar,Antep silahla yenilmez!
Şu Ramazan Topu İşe Yaramaz mı?
Fransız kuşatması uzadıkça cephane sıkıntısı artıyor, fedailer şehir dışına çıkıp cephane buluyordu. Sonunda buna da imkan kalmadı. Öyleyse cephane yapmalıydı. Ama nasıl?
Büyük mağara içindeki sabunhane değişti. Ustalar toplandı. Güherçile ve kükürtten kara barut, tenekelerden fişek kapsülü, kurşun parçalarından top mermisi ve bomba yapıldı. Fişekler adi barutla, bombalar patlamayan düşman mermilerinin dinamitleriyle dolduruyor ve bombanın müsademe tıpaları tahtadan torna ediliyordu.Günde 7 bin fişek, 150 bomba yapılıyordu.
Şu hantal Ramazan topu acaba bir işe yaramaz mıydı?Yarardı elbet.
Hemen iki tekerlek uyduruldu. Namluya göre torna edilen bir ağacın içine dinamit fitili kondu.Ağacın ucuna da eski toplardan kalma komboz denen yuvarlak bir gülle yerleştirildi.
Ateş! Gülle sahiden gitti!Karşıdaki düşman siperi karmakarışıktı. Ama gülleyle beraber tekerlek de kundak da gitmişti. Haydi yeniden gülle, kundak Her güllede dağılan top yeniden kuruluyordu. O uzun cengin cehenneminde ruhlar gene neşesini kaybetmemiş olacak, ona Kırk ikilik adını verdik. Fransızlar şehri aldıktan sonra bu topu Parise gönderdiler.Almanların kırk ikiliklerine yenilmedikleri halde Türkün Ramazan topunu yenemediklerini göstermek için mi?
Yenemediler. Silahımız yenilmedi. Erzakımız bitti. İş silaha kalsaydı şehri almak değil bir adım atamayacaklardı.
Zehirlene Zehirlene Alışırız Yiyin
Kuşatma boyunca Antep yalnız Fransa ile değil açlıkla da savaştı.
Siperlerimizin gerisine atılan bir beygir ölüsünü kadınlar beş dakikada parçalayıp paylaşıvermişlerdi. Aç midenin dehşeti der İsmail Habib.
En son bir yığın acı zerdali çekirdeği var. Zehirlidir, yenmez dediler. Islatırız, belki zehri gider dendi,ıslatıldı. Yiyince bir çokları zehirlenip hastalanmıştı. Zehirlene zehirlene alışırız dendi, alışıldı. Eğer o çekirdekten daha olaydı,kuvvetlerimiz düşmanı yarıp çıkacak, şehri bırakmayacaktı. Antep düşmedi, Antep aç düştü.
Antepli küçülmüş midelerin bir köşeciğinde son çekirdek lokmaları ile 8 Şubat 1921de düşmanın kuşatma hattını yarmak için saldırdı. Beş- altı bin şehit veren Antep 6 Şubatta TBMM kararı ile Gazi ilan edilmişti. Antep artık Gaziantep tir.
15 bin kişilik Fransız ordusuna Ramazan topu ve zehirli zerdali çekirdeği ile karşı koyan Antepin zaferi, General Goro nun Fransa Hükümetine bildirdiği şu gerçekte seyredilmelidir:
Antep in düşmesini görmek için on ay bekledik. Anadolu da daha bin Antep var(İsmail Habib Sevük_Yurttan Yazılar)
Antep yalnız Fransızlara değil diğer işgalcilere de korku verdi.İşgalciler direniş ruhunun ateşiyle temas ettiklerinde bütün hesaplarının nasıl eriyeceğini gördü.
Ya Şahin Bey?
Onun asıl adı Mehmet Sait ti. Yemende savaşmış, yiğitliği dillere destan olmuş, er iken subay yapılmıştı.
Şahin Bey savaştan döndüğü Antepte de işgalcilere karşı direnişte ön saflarda yer aldı.
Kilis-Antep yolunda Fransızların üç piyade taburu ile savaşa tutuştu.28 Mart 1920de bu savaşta şehit oldu.
Adına türküler yakıldı.
Anadolu da bin Antep, binlerce de Şahin Bey vardır